ROMAN…1. BÖLÜM – 5

NOT; ROMANIN TAMAMI – (ROMAN…1. BÖLÜM – 1) ‘ DE

Bir müddet daha uğraştıktan sonra ekip merkez bilgisayarın çalışmayacağını anlayarak başka bir bilgisayarı devreye almaya karar verdiler. Bunu sesli bir şekilde tartışmaya başladıklarında hayret edilecek bir şekilde alfa bilgisayar tepki vermeye ve kendiliğinden faaliyet göstermeye başladı. Ne olmuştu da ekip eyleme geçmeye kalktığında bilgisayar kendiliğinden çalışmaya başlamıştı. Bu olay üzerine Erdem’in aklına Antonia Garcia Martinez geldi. Ne alakası var diye düşündü kendi kendine, zira bu kişi 2018 yılında Google nin üst düzey yönetiminde yer almışken istifa eden ve bir adada inzivaya çekilen biriydi. Okuduğu bu haberi dün gibi hatırlıyordu. Neydi haber BBC belgesel ekibinin ‘’Silikon Vadisi’nin Sırları’’ adlı çekimi yaptığı sırada Antonia Garcia Martinez’in açıklamasıydı ve gerçekten de kan dondurucuydu. Haberi hatırlamaya çalıştığında ilk etapta şunlar geldi aklına, Facebook’un eski üretim müdürlerinden birisi olan Antonia Garcia Martinez, Silikon Vadisi, Facebook’taki işinden istifa edip Kanada yakınlarında satın aldığı Orcas Adası’ndaki geniş arazisine taşındı ve inzivaya çekildiğini açıkladı. BBC ekibinin ‘’Silikon Vadisi’nin Sırları’’ belgeselinin çekimini yapan ekibe verdiği mülakatta Martinez: ‘’Çok kısa bir süre içinde dünyanın neye benzeyeceğini gördüm ve bu bana yetti. Gelecek 30 yıl içerisinde dünya nüfusunun yarısı işsiz kalacak ve işler çirkinleşecek, böylece insanlığın ürettiği medeniyet tamamen çökecek işte bu  yüzden ben de işimi gücümü bıraktım ve buradayım.’’ diyordu.

Haberin devamında ise şu alt başlık yer alıyordu,

Antonia Garcia Martinez’in aklında ne var?

Çoğu insanın hayal ettiği bir işe sahip olduğu düşünülen Antonia Garcia Martinez’e ne oldu da bir anda her şeyi terk edip bir ada satın aldı ve beklediği felakete yönelik hazırlık yapmaya başladı. Martinez, “İnanın ben gelecekten geliyorum. Daha yeni San Francisco adlı zaman makinesinden çıktım. Dünyanın gelecek 5–10 yıl içinde neye benzeyeceğini gördüm. Şu an size inanılmaz gibi gelen şeyler çok yakında gerçek olacak” diyor ve ileri teknolojiyi gördüğü ve bütün bunları geleceğe dair değerlendirdiğinde ona ürkütücü hatta yok edici gelmiş olabileceğini düşündürüyordu.

 Antonia Garcia Martinez röportajın devamında ise şunları söylemişti; “Siyaset ve teknoloji arasında ciddi bir yarış söz konusu. Şu anda teknoloji açık ara önde gidiyor. Teknolojik gelişmelerin sonucunda çok sayıda kişi işini kaybedecek. Bu durumun önüne geçip oluşacak sefaleti önleyecek sosyal politikalara dair ise hiçbir çalışma yok. ‘’Şu an sadece ABD’de 300 milyon silah var. Bu da neredeyse kişi başına bir silah düşüyor demek. Bu silahların büyük kısmı da ekonomik açıdan avantajlı konumlarını yitiren kişilerin elinde ve sonunun ne olacağını tahmin etmek zor değil. Yakın bir gelecekte yaşanacak sosyal patlamadan sonra insanlar paraya değil, 5.56 mm’lik mermilere değer verecek” diyordu.

  Bu röportajı okuduğunda akla zarar bulan Erdem ve fakat röportajda anlatılanların yaklaşık 12 yıl sonra gerçekleşmekte olduğunu hayret ile izliyor olmanın şaşkınlığını yaşıyordu. Peki bu oluşumun arkasındaki olay neydi sorusuna cevabı ise  Alon Musk’ın Starlink projesiydi dedi kendi kendine. Alon Musk’ın SpaceX şirketine, Starlink projesini 2015’te hayata geçirmiş ve 2017’de ABD hükumetinden gerekli izinleri almıştı. Alon Musk’ın amacı, dünya yörüngesine toplam 4,500 e yakın uydu fırlatarak küresel internet ağı kurmak ve oluşacak 5G ve 6G teknolojileri ile dünyaya hükmetmekti. Bu amacı için önce uyduları fırlattı sonra da 5G ve 6G teknolojilerini dünyaya kabul ettirebilmekti. Yine Erdemin o dönemden hatırladığı bir yazı siyaset ile teknolojinin ve hatta ahlaklı bilim insanlarının 5G ve &G teknolojilerine ne kadar karşı olduğunuda göstermesi bakımından önemliydi.

Erdem bilgisayarı çalıştırdıktan hemen sonra 17 Aralık, 2019 tarihli Martin Pall’ın yazdığı makaleyi aramış ve onu yeni baştan okumuştu. Makale aynen şöyleydi; Washington Devlet Üniversitesi Biyokimya ve Temel Tıp Bilimleri Profesörü Martin L. Pall, 17 Aralık, 2019’da, yani dünyanın henüz koronavirüs salgınından haberi yokken, elektromanyetik dalgaların insan vücuduna etkisi üzerinde bilimsel bir makale yayınladı. Martin Pall, 5 G teknolojisinde kullanılan elektromanyetik dalgaların frekansı artırıldığında bunun erkekte üreme yeteneğini, kadında doğurganlığı düşüreceğini, nörolojik ve nöropsikiyatrik etkiler oluşacağını, “programlanmış hücre ölümü” gerçekleşebileceğini, kalp ritminin bozulacağını, serbest radikal hasarı ve ağır kanser vakıalarına sebep olacağını belirtiyor.

Pall, 5G’nin saniyede çok miktarda bilgi taşımak için çok yüksek darbeli olacak şekilde tasarlandığını çünkü bilgiyi taşıyanın titreşimler olduğunu, konu ile ilgili telekomünikasyon endüstrisi tarafından hazırlanan güvenlik kılavuzlarında sahtekârlık yapıldığını, çünkü bunların biyolojik etkilerden hiç bahsetmediğini ifade ediyor.

Pall, 5G için kullanılan elektrik dalgalarının binalara iyi nüfuz etmediğini, bu sebeple milyonlarca 5G anteninin evlere, okullara, kiliselere, işletmelere yakın bir yerlere kurulmakta olduğunu, bu dalgalardan kaçmanın imkânsız hale geleceğini, bu dalgaların insan beyninin işlevini ve EEG aktivitesini etkilediğini, hayvanlarda da birçok iç organın işleyişini bozduğunu yazıyor.

Pall, ‘En kötü altı kâbusum’ başlığı altında, şu uyarıları yapıyor:

1-Hızlı ve geri döndürülemez bir çarpışma olursa, insan üremesi sıfıra yakın dereceye kadar düşebilir.

2-Kollektif beyin fonksiyonlarımız çökebilir.

3-Çok erken bir şekilde Alzheimer ve demanslar başlar.

4-Küresel çapta otizm ve hiperaktivite yaygınlaşır.

5. İnsan gen havuzunda büyük bir bozulma meydana gelir.

6. Bütün yaş aralıklarında ani kalp ölümleri gerçekleşir.

Pall şu bilgileri de veriyor:

“İngiltere’de bir ambulans hizmeti tanıtılırken, ambulanslarla hizmet verdikleri hastaneler arasında 5G iletişimi kullanılacağı gururla duyuruldu. İlk ambulans, İngiltere’nin West Midlands bölgesinde Coventry’de faaliyete geçti. Ambulans personelinin üçü, 11 gün içinde intihar etti!

Hollanda’nın Kuzey Frizya bölgesindeki sığırlarda iki defa büyük panik oluşumu meydana geldi.

Almanya’da, sığır ve koyunlarda tuhaf, agresif davranışlar kaydedildi.

Rotterdam yakınlarındaki bir parkta 5G testinin yapıldığı üç gün boyunca, yüzlerce kuş aniden öldü.

Hem Almanya’da hem de Fransa’da, anormal el ve parmak yapısı hatta eksik eller veya eksik kollar gibi anormal uzuv gelişimini içeren bir dizi olağandışı insan doğum kusuru var.

Bunların her biri için 5G radyasyon etkisini araştırmak gerekir. Rus araştırmacıların beyaz fareler üzerindeki araştırması, ani kuş ölümlerinin, 5G dalgalarına maruz kalmaktan ve ani kalp durmasından kaynaklandığını gösteriyor.

Gökyüzünden düşerek ölen ikinci bir büyük kuş salgını, geçen Ekim ayında Coventry’de 5G’ye bağlı ambulansların kullanıma açılmasından kısa bir süre sonra meydana geldi. 5G antenleri açıldıktan sonra kuşların Coventry hastanesinin yakınlarına düştüğüne dair raporlar vardır.

Böcekler 5G EMF’lerden büyük ölçüde etkilenecektir. 5G, muhtemelen büyük yangınlara neden olacaktır. Elektromanyetik dalgalar, hücre içi kalsiyum seviyelerinde büyük artışlar üreterek bitkileri etkiler. Bu da bitkilerin hafif bir benzin spreyi püskürtülmüş gibi yanmasını sağlayabilir.

Dünyanın en eski 5G dağıtımlarından bazılarının gerçekleştiği Güney Kore’nin doğu kıyısındaki beş şehir, 5G sistemlerini açmıştı 3 Nisan 2019. 1 Nisan gününden sonra aynı şehirlerde benzeri görülmemiş beş yangın meydana geldi.”
Bu makale yayınlandığında, Avustralya’daki büyük yangın devam ediyordu, Trabzon’da 50 farklı noktada ve aynı anda yangınlar çıkmamıştı…

Alon musk’ın bunu tasarladığı dönemde dünya yörüngesinde bulunan uydu sayısı 1,500 bile değildi. Ayrıca o dönemde uzayda çöp haline gelen ve uzay çöplüğü olarak bilinen bölgelerde boş boş gezinen uyduların sayısı ise tam 2,600 dü. Bu kadar büyük bir karmaşanın içinde dünyanın roket yakıtını harcayarak bir uydu ağı kurmak haliyle herkesin kalkışabileceği bir proje değildi ve Alon Musk bunu yaparak dünya tarihine geçmek ve dünya yönetimini siyasetçilerin elinden almak istediği kesindi. 22 Şubat 2018 tarihinde gerçekleştirilen ilk fırlatmada, Tintin A ve Tintin B olarak adlandırılan ilk iki Starlink uydusu California, Vandenberg Hava Kuvvetleri Üssü’nden yörüngeye fırlatılmış ve başarıyla göreve alınmıştı.

Starlink, dünyanın dört bir yanında internet erişimi sağlamayı amaçlayan bir projeydi ve 2017 yılında başlayarak 2024e kadar olan dönemde uyduların çoğu fırlatılmış ve yörüngesine yerleştirilmişti. Bu tarihin sonrasında insanlara Amazon ormanlarında, Büyük okyanusta veya Sahra Çölü’nde gönül rahatlığıyla kaybolabilirsiniz eğer bataryası dolu akıllı telefonunuz var ise artık kaybolma ya da bulunamamanız mümkün değil diyerek onlardan destekler alınmıştı.

Starlink projesi hayata geçirildikten sonra dünyadaki internet hizmeti sağlayıcılarının o günlerde var olan 600 milisaniyeye ulaşan gecikme süresini 25 milisaniyeye indirmeyi başarmış ve bu teknolojiye sahip olan bölgeler dışındaki alanların verilerini kontrol etmeye başlamıştı. Şöyle ki Starlink Projesi kapsamında kalmayan bölgelerden birinde internet üzerindeki bir veri aktarmaya kalkıldığında satrlink üzerinden yapılan müdahele onun tam 24 katı daha huzlıydı ve bununla aleyhinize düzenlenen bir bilgiyi yakalayıp istediğiniz bir şekilde düzelterek hedefe vardırmanız mümkündü.

1990’larda teknolojilerin bilinen ivmeleri hakkında deneysel veriler toplayıp bu verilerle matematik modellemeleri geliştirmeye ve bütün paradigma değişimlerini, üstel artan bilimsel hızı bu modellemelere dayandırıyor ve elde ettiği verileri dipnotlarla paylaşıyorlardı. İnsan kendi kaynak koduna ulaşıp biyolojik temellerimizi salt bilgiye çevirerek evrenden çıkardığımız bilgiyle birleştirecek ve tekilliğe doğru adım adım ilerledik. Bunun ardından yapay zekanın satranç ustalarını yenmesiyle başladı çok şey. Artık makinelerin insanın sahip olduğu biyolojik niteliklerin temel özelliklerinin çok üzerinde bir yere sahip oldu.

Exit mobile version