Bu yazıyı yazmamdaki amaç eksiklerimizi görebilmek, aslında yokmuşçasına davrandığımız gerçeklerle yüzleşmektir. Sadece hayatımızdan birkaç dakika çalarak biraz kendimizi sorgulamamızı istiyorum.
Ne kadar farkınayız yaşadıklarımızın? İnsanlar açlıktan, susuzluktan, psikolojik sebeplerden, ailevi sıkıntılardan, insanlarla anlaşamamazlıklar vb. sıkıntılardan dolayı ölebiliyor, öldürülebiliyor, kendi canlarına kıyabiliyorlar. Onlarca akan kanın, gözyaşının kaçını kendi derdimiz gibi dert edinip derman aradık? Konuşuyoruz ama hangi soluğumuzu karşımızdakine faydalı olmak, ona bir şeyler katmak için tükettik? Kalp kırıyoruz ama kırılan kalbin tek başına günlerce ağladığının ne kadar farkındayız? Kızıyoruz bağırıyoruz ama hiç düşündük mü kendimizi ve karşımızdakini her seferinde ne kadar yıprattık, değer miydi? Yaşayacağımız şurada 60-70 sene diye diye dilimizde tüy bitirdik ama yarın güneşimiz doğacak mı nasıl bu kadar eminiz? Hiç düşündük mü gerçekten olmak istediğimiz yerde miyiz? En son ne zaman her şey yolunda gidiyor dedik ve şu an ne değişti? O arkasından atıp tuttuğumuz kişilerin ne kadar umrundayız, bu kadar kötümserlik niye? Her gün neden kendimizi bu kadar yoruyoruz, ne uğruna bir fikrimiz var mı? Bugün halledip bitsin diye kendimizi hırpaladığımız işlerimizin, bedensel sağlığımız ve ruhsal sağlığımızdan önemlilik düzeyi nedir? Sosyal medyada fazladan geçirdiğimiz bir dakika neden o sürede bizi bekleyen çocuğumuzun gözyaşlarına sebep oluyor?
Hiç düşündük mü cennet ayaklarının altında olanların bize yaptığı onca fedakarlıklar niye? Düşündük mü arkamızda dağ gibi duranların yıkıldığında nasıl toparlandıklarını? Yeri geldiğinde yaşı küçük diye küçümsediğimiz çocuklarımıza “Akıl yaşta değil baştadır.” diyen atalarımızı öğrenip bilmeleri için okullara yolluyoruz, asıl bilinçlenmesi gerekenler onlar mı? Hayatımıza olumsuzluklar hâkim olduğunda sebebini merak ettik değiştirmeye çalıştık mı hiç? O maaşı için istediğimiz meslek hayalimizdeki meslek mi acaba? Şu anda çevremizde bulunan insanlar tarafından ne kadar önemseniyoruz, neden hayatımıza ortak oluyorlar düşündük mü hiç? Yakınımız, dostumuz deyip gideceğini aklımızdan bile geçirmediğimiz insanlar; gerçekten yakınımız, ömrümüzün sonuna kadar dostumuz olacak gibi mi her daim sapasağlam yanımızda? Eksik görülen bir tarafımızla dalga geçildiğinde neden hep sustuk, üzülüp kaldığımıza değdi mi? Kibirlerimizden kurtulup ne kadar farklı düşüncelere açtık zihnimizi? Evreni, bilimi, tarihi, sanatı, sanatçıyı ne kadar araştırdık, neler biliyoruz? Şu anki bilgi birikimlerimize ihtiyacımız var mı veya yeterli mi? Pişmanlıklarımız neler, neden pişmanız, tekrar bu hissi yaşamamak için ne kadar çabalıyoruz? “Evet, ben de yapacaktım ne zamandır aklımda” dediklerimiz neden ne zamandır aklımızda hâlâ faaliyete geçmedi? Beklediğimiz şey ne? Dünümüz ile bugünümüzün farkı ne, yarın neyi değiştirecek?
Aslında bu muyuz, bundan çok daha fazlası mı?
Sude YİĞİTER
Çok güzel bir o kadar da anlamlı bir yazı olmuş. Tebrik ediyorum. 👏👏👏