Bu çalışmanın amacı COVID-19 pandemisi sürecinin LGS
ve YKS sınavına hazırlık sürecinde olan çocuk ve ergenlerin
psikolojilerine yansımalarının incelenmesidir.
Bu genel amaç doğrultusunda COVID-19 pandemi sürecinin
LGS ve YKS hazırlık sürecinde olan 8. ve 12. sınıf öğrencilerine
psikolojik yansımaları ve COVID-19 pandemi sürecine
ilişkin görüşleri ile ilgili bir takım çarpıcı bulgulara
ulaşılmıştır.
Bu bulgulardan ilki; 8. ve 12. sınıf öğrencilerin
evlerinde internet bağlantısı olup olmadığı incelendiğinde;
öğrencilerden büyük çoğunluğunun evinde internet
bağlantısı bulunurken, çok az bir kısmının ise evinde internet
bağlantısı bulunmadığı, öğrencilerin dersleri takip
ederken çoğunluğunun internet sıkıntısı yaşamadığı ve az
bir kısmının ise sıkıntı yaşadığı ya da kısmen bu sıkıntıyı
yaşadığı görülmektedir.
Öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun
uzaktan eğitim için gerekli aletlere sahip olup oldukları
görülürken, çok az bir kısmının bu aletlere sahip
olmadıkları anlaşılmıştır.
Günümüz teknoloji, bilgisayar ve internet çağı olduğundan öğrencilerin
büyük çoğunluğunun uzaktan eğitim derslerini takip ederken hem araç gereç
hem de internet konusunda sıkıntı çekmedikleri görülmektedir.
Türkiye’deki açık ve uzaktan eğitim çalışmalarında MEB
tarafından her ay düzenli verilen 8 Gb EBA internet paketini
uzaktan eğitim sistemi için iyi bir destek olarak görmesine
karşın; Bu sistemin teknik, alt yapı ve içerik açısından
güçlendirilmesi gereklidir.
Çalışmanın bir diğer bulgusu; 8. ve 12. sınıf öğrencilerinin
EBA’yı düzenli takip durumları incelendiğinde; az
bir kısmının EBA’yı belirlenen ders saatlerinde düzenli
olarak takip edebildiği, büyük bir kısmının ise takip edemediği
ya da kısmen takip ettiği görülmektedir.
Öğrencilerin EBA kayıtlarını daha sonra izleme durumları
incelendiğinde az bir kısmının EBA kayıtlarını daha sonra
tekrar izlediği, büyük bir kısmının ise kayıtları tekrar izlemediği
ya da EBA kayıtlarını kısmen tekrar izlediği anlaşılmaktadır.
8. sınıf öğrencilerin okulun yaptığı uzaktan eğitim faaliyetlerine
katılma durumu incelendiğinde; yarıdan fazlasının okulların
yaptığı uzaktan eğitim faaliyetlerine katıldığı, kalanların ise ya
katılmadığı ya da kısmen katıldığı görülmektedir.
Öğrencilerin uzaktan eğitimin var olan
bilgilerine katkısı ile ilgili düşünceleri incelendiğinde; öğrencilerin
yarıdan biraz fazlasının uzaktan eğitimin var olan
bilgilerine orta düzeyde katkı sağladığını az bir kısmının
ise çok katkı sunduğunu düşündüğü anlaşılmaktadır.
12. sınıf öğrencilerin okulun yaptığı uzaktan eğitim faaliyetlerine
katılma durumu incelendiğinde; okullarının yaptığı
uzaktan eğitim faaliyetlerine katılma, katılmama ve kısmen
katılma durumlarının her biri için orta derecede olduğu görülmektedir.
Öğrencilerin uzaktan eğitimin var olan bilgilerine
katkısı ile ilgili düşünceleri incelendiğinde; yarıdan
biraz fazlasının uzaktan eğitimin var olan bilgilerine az,
yarıdan biraz azının orta ve az bir kısmının ise çok katkı
sunduğunu düşündüğü anlaşılmaktadır.
Bulgulardan anlaşılacağı gibi 8 ve 12. sınıf öğrencileri büyük bir oranda
EBA’yı düzenli takip edemedikleri ve daha sonra da kayıtları
düzenli izlemediklerini belirtmişlerdir. Bu durum
pandemi koşulları da göz önüne alındığında öğrencilerin
içinde bulundukları durumla birlikte tükenmişlik yaşamasından,
sağlıklı olma ya da gelecek konusundaki belirsiz
durumun endişeye sebep olarak onlarda isteksizlik haline
dönüşmesinden kaynaklanmış olabilir.
Ayrıca 8. sınıf öğrencileri çoğunlukla uzaktan eğitim ya da EBA’dan verilen
derslerin var olan bilgilerine orta derecede katkı sağladığını;
12. sınıf öğrencileri ise az derecede katkı sunduğunu
belirtmiştir. Bu durum öğrencilerin yaşı, içinde bulundukları
gelişim dönemi, girecekleri sınavın özelliği ve öğrencilerin
bu güne kadar hep yüz yüze eğitim gördükleri için
uzaktan eğitim tarzına alışkın olmamasından ayrıca uzaktan
eğitim derslerini düzenli takip etmemelerinden kaynaklanmış
olabilir.
Pandemisi Sürecinin LGS ve YKS Sınavına Hazırlık Sürecinde
Olan Çocuk ve Ergenlerin Psikolojilerine Yansımalarının
İncelenmesinin hem nicelik, hem de nitelik yönünden geliştirilmesi gerektiğini,
okul öncesi dönemden yükseköğretim ve lisansüstü
düzeye kadar her kademede, açık ve uzaktan eğitim
uygulamalarında alt yapının oluşturulması, ders içeriklerinin
hazırlanması ile etkili olarak sunumu ve kullanımına
ihtiyaç olduğunu belirtmektedir.
Tüm öğretim kademelerinde TV dışı araçların yaygın olarak kullanımının tercih
edilmesi ve canlı ders uygulamalarına ağırlık verilmesinin,
özellikle 1-4.sınıf düzeylerinde daha büyük bir önem taşıdığını
belirtmektedir.
Açık ve uzaktan eğitimin özellikle ilk yaş gruplarında her sorunu
çözemediğini, öğrencilerin öğrenmesini garanti etmediğini ve sosyal etkileşim ihtiyacını
ortadan kaldıramadığını belirtirken; EBA’nın sistem
ve alt yapı bakımından uygun olsa da, öğrenci, öğretmen ve
velilerin etkili kullanımlarının da ulusal düzeyde yapılacak
kapsamlı araştırma bulguları ile ortaya konulmasının
büyük önem taşıdığını belirtmiştir.
Uzun tatil dönemlerinde ve bu tür kriz durumlarında,
açık ve uzaktan öğrenme olanaklarının
karşılıklı etkileşime dayalı olarak kullanılması
ile öğrencilerin ve aynı zamanda velilerin kendilerini yalnız
hissetmelerinin de önüne geçilmiş olacağından açık ve
uzaktan öğrenme uygulamalarının bu kriz durumlarında destekleyici,
yardımcı bir fonksiyonu da yerine getirmesi gerektiğini
vurgulamıştır.
Çalışmanın bir diğer bulgusu; 8. sınıf öğrencilerin okula
yönelik özlemleri incelendiğinde; çok az bir kısmının okullarını
az, az bir kısmının orta ve yarıdan biraz fazlasının ise
çok özledikleri görülmüştür.
Öğrencilerin okulda en çok neyi
özledikleri incelendiğinde; büyük çoğunluğunun arkadaşlarını,
geri kalanların ise sırası ile öğretmenlerini, derslerini, teneffüs
saatlerini, sınıfını, sırasını, okul bahçesini, kantini,
idarecilerini özledikleri görülmektedir.
12. sınıf öğrencilerin okula yönelik özlemleri incelendiğinde; çok az bir kısmının
okullarını az, az bir kısmının orta ve yarıya yakın kısmının ise
çok özledikleri görülmüştür. Öğrencilerin okulda en çok neyi
özledikleri incelendiğinde; büyük bir kısmının arkadaşlarını,
geriye kalanların ise sırasıyla öğretmenlerini, sınıfını, derslerini,
teneffüs saatlerini, sırasını, kantini, okul bahçesini
ve idarecilerini özledikleri görülmektedir.
Bulgulardan anlaşılabileceği gibi hem 8. hem de 12. sınıf öğrencilerin
okullarını büyük oranda özledikleri görülmektedir. Okullarında
en çok özledikleri ise her iki grupta da arkadaşları
daha sonra sırasıyla, öğretmenleri, dersleri, teneffüs saatleri,
sınıfları ve sıraları olmuştur.
Pandemi dönemi zorlu, sıkıntılı, kısıtlama ve ertelemelerin olduğu bir dönem olduğundan
öğrencilerin evden çıkamadığı, evde zaman geçirdiği,
arkadaşları ile yüz yüze görüşemediği, dışarıya
çıkıp bir şeyler yapamadığı göz önünde bulundurulduğunda
öğrencilerin okullarını, arkadaşlarını ve öğretmenlerini
özlemeleri beklenen bir durumdur. Öğrencilerin teneffüs saatlerini
özlemeleri de bu zorlu pandemi dönemine
ara vermek istemelerinden ve arkadaşları ile bir araya gelmeyi
özlemiş olmalarından kaynaklanmış olabilir.
Çalışmanın bir diğer bulgusu; 8. sınıf öğrencilerin
EBA ve okulun yaptığı online derste en çok zorlandıkları
dersler incelendiğinde; yarıdan fazlasının matematik, geriye
kalanların ise sırasıyla sosyal bilgiler, fen bilgisi,
Türkçe, din kültürü dersinde zorlandığı anlaşılmaktadır.
Öğrencilerin zorlanmadan anlayabildiği dersler incelendiğinde;
en çok Türkçeyi zorlanmadan anlayabildikleri görülmüştür.
Zorlanmadan anlayabildikleri diğer dersler ise
sırasıyla fen bilgisi, din kültürü, matematik, sosyal bilgiler
dersleridir.
Öğrencilerin öğretmen tercihi incelendiğinde;
çok az bir kısmı EBA’dan ders anlatan öğretmeni tercih
ederken, çok büyük bir kısmının ise kendi öğretmeninin
ders anlatımını tercih ettiği görülmektedir.
12. sınıf öğrencilerin en çok zorlandıkları dersler incelendiğinde; en çok
matematik dersinde zorlandıkları görülmüş, geri kalanlar
ise sırayla fizik, kimya, edebiyat, tarih biyoloji ve coğrafya
derslerinde zorlandıklarını belirtmişlerdir. Öğrencilerin
zorlanmadan anlayabildiği dersler incelendiğinde; bu derslerin
sırasıyla edebiyat, matematik, biyoloji, tarih, kimya,
coğrafya, fizik dersleri olduğu görülmüştür.
Öğrencilerin öğretmen tercihi incelendiğinde; çok az bir kısmı EBA’dan
ders anlatan öğretmeni tercih ederken, çok büyük bir kısmının
ise kendi öğretmeninin ders anlatımını tercih ettiği
görülmektedir. Bulgulardan anlaşılabileceği gibi uzaktan
eğitimde 8. sınıfların ve 12. sınıfların en çok zorlandıkları
ders matematik olmuştur. 8. sınıflarda zorlanmadan anlaşılan
ders Türkçe olurken 12. sınıflarda ise bu ders edebiyat
olmuştur. Hem 8 hem de 12. sınıf öğrencileri EBA’dan
ders anlatan öğretmeni değil çok büyük bir oranda kendi
öğretmenlerinin ders anlatmasını istediklerini belirtmişlerdir.
Bu durum öğrencilerin yüz yüze ve alıştıkları öğretmenle
daha rahat ettikleri ve daha iyi anlayabildikleri
ihtimalini güçlendirmektedir.
Öğrencilerin uzaktan eğitime geçmeden önce ve sonrasında
sınava hazırlanma süreçleri arasındaki fark ile ilgili düşünceleri
incelendiğinde; öğrencilerin yarıdan fazlasının
sınava önceden daha iyi hazırlandığını belirttikleri görülmektedir.
Geriye kalanlar ise sırasıyla uzaktan eğitime geçmeden
önceki zamanlarda sınava hazırlanmaları ile şimdiki
hazırlanmaları arasındaki fark konusunda kararsız olduklarını,
şimdi daha iyi hazırlandıklarını belirttikleri görülürken
çok az bir kısmı da kendileri için değişen bir şeyin
olmadığını belirtmiştir.
Çalışmanın diğer bir bulgusunda; 8. ve 12. sınıf öğrencilerin
sokağa çıkma kısıtlamasından ruhsal olarak etkilenme
durumu incelendiğinde; büyük bir çoğunluğunun
olumsuz etkilendikleri görüşü belirttikleri görülmüştür.
Öğrencilerin depresif hissetme durumları incelendiğinde;
büyük çoğunluğunun COVID 19 pandemi döneminde evde
olduğu zamanlarda depresif hissettikleri, az bir kısmının
ise depresif hissetmedikleri görülmektedir.
Öğrencilerin öfke kontrolü ile ilgili görüşleri incelendiğinde; büyük bir
kısmının COVID 19 pandemi döneminde evde olduğu zamanlarda
öfkesini kontrol edebildiği, az bir kısmının ise
öfkesini kontrol edemediği görülmektedir.
Çalışmanın diğer bir bulgusunda; 8. sınıf öğrencilerin
aile üyeleriyle ilişkilerde eskiye göre sorun ve sıkıntı
yaşama durumları incelendiğinde; yarıya yakın
kısmı sorun ve sıkıntı yaşamadığını belirtmektedir.
Bunun yanı sıra kalan kısmının ise pandemi döneminde
ailesindeki üyelerle ilişkilerinde eskiye göre sorunlar ve
sıkıntılar yaşadığı görülmektedir. Çok az bir kısmı ise aile
üyelerle ilişkilerinde eskiye göre sorunlar ve sıkıntılar yaşayıp
yaşamadıkları konusunda kararsız olduklarını ya da
kendileri için değişen bir şeyin olmadığını belirtmişlerdir.
Öğrencilerin genel kaygı durumundaki artış ile ilgili görüşleri
incelendiğinde; Neredeyse yarısının pandemi dönemindeki
evde kalmak ve uzaktan eğitim gibi etkenlerle
genel kaygı durumlarında artış yaşadığı görülmüştür. Az
bir kısmının kararsız olduğu diğerlerinin ise kısmen kaygı
yaşadığını belirttiği görülmüştür.
Öğrencilerin sınav kaygısı durumundaki artış olup olmadığı
ile ilgili görüşleri incelendiğinde ise yarıdan fazlasının pandemi dönemindeki
evde kalmak ve uzaktan eğitim gibi etkenlerle sınav kaygısı
durumlarında artış yaşadığı görülmüştür. Çok az bir
kısmı ise kendileri için değişen bir şeyin olmadığını belirtmiştir.
12. sınıf öğrencilerin aile üyeleriyle ilişkilerde
eskiye göre sorun ve sıkıntı yaşama durumları incelendiğinde;
yarıdan fazlasının kısmen ve tamamen sorun ve sıkıntıları
yaşadığı görülmektedir. Ayrıca öğrencilerin çok
az bir kısmının ise bu durum için kararsız oldukları ya da
sorun ve sıkıntı yaşamadıklarını belirttikleri görülmektedir.
Öğrencilerin genel kaygı durumundaki artış ile ilgili
görüşleri incelendiğinde; yarıdan fazlasının pandemi dönemindeki
evde kalmak ve uzaktan eğitim gibi etkenlerle
genel kaygı durumlarında artış yaşadığı, çok az bir kısmının
ise genel kaygı durumlarında artış yaşamadığı görülmektedir.
Öğrencilerin sınav kaygısı durumundaki artış
olup olmadığı ile ilgili görüşleri incelendiğinde; çok büyük
bir kısmının pandemi dönemindeki evde kalmak ve uzaktan
eğitim gibi etkenlerle sınav kaygısı durumlarında artış
yaşadığı, çok az bir kısmının ise sınav kaygısı durumlarında
artış yaşamadığı görülmektedir.
Bulgulardan anlaşılacağı gibi hem 8 hem de 12. sınıf öğrencilerinin pandemi
döneminde aileleri ile ilişkilerinde bir takım sorun ve sıkıntılar
belirttikleri, genel kaygı ve sınav kaygılarının da
bu dönemde arttığı görülmektedir. Kaygı her bireyin yaşamında
deneyimlediği duygulardan birisidir. Düşük ve orta
düzeyde yaşandığında son derece yararlı bir duygudur ve
bireyi çeşitli olumsuz durumlardan koruyabileceği gibi bireyi
harekete de geçiren bir duygudur.
Uzaktan eğitimin etkileri teması; 8. sınıflarda en çok derslerin
veriminin azalması, ekrana bakmaktan sağlığın bozulması,
kötünün iyisi kodları ile ifade edilirken;
12. sınıflarda bu tema en çok derslerin veriminin azalması, yüz
yüze öğretime özlem, derslerden soğuma, stres ve denetimsizlik
kodları ile ifade edilmiştir.
Zeynep KARATAŞ Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Rehberlik ve
Psikolojik Danışmanlık Burdur, TÜRKİYE