AİLELER KİME EMANET! – Ömer Yayla -Öğretmen

Televizyonun olumsuz etkileri
konusunda daha çok şiddet öğesi üzerinde durulmaktadır. Elbette bu, çok önemli
bir ilişkilendirmedir ve üzerinde hassasiyetle durulması ve sorgulanması
gereken bir konudur. Ancak algılama biçimi, algıladıklarını benimseme hızı ve
hayata geçirme isteklerinin ve televizyona bağımlılık açısından bakıldığında
televizyonun aileler üzerindeki etkilerini salt şiddetle sınırlamanın yanlış
olduğunu düşünüyorum. Uzun vadede olaya bakıldığında en tehlikeli görüneni,
televizyonun her bir aileyi -tehlikeli bir biçimde- birer tüketim toplumu
haline getirmesidir. Tüketim toplumu bireyi, salt tüketmekle kalmaz, değer
yargıları, ilişki biçimleri, özetle kişiliğe dönük pek çok şeyde değişiklik
gösterir. Bu bakımdan da, yani etki yelpazesi düşünüldüğünde de çoğu kez
şiddetten daha tehlikeli olabileceği anlaşılmaktadır.        
                Aileler Neler Yapabilir? 
                Sadece araştırmak,
incelemek ve konuşmak yeterli mi? Elbette değil…  
                Televizyon günümüzde
hayatın gerçeklerinden birisi olduğuna göre, aile üyelerine televizyon
izlemesinin yasaklanması doğru mudur? Televizyonun ev dışında da
izleyebileceğini hesaba katarak ne yapmalıyız?
— Önemli ve doğru olan aile bireylerine televizyonu nasıl izleyebileceğini
öğretebilmektir. Seçicilik konusunda önce anne-baba örnek olmalıdır. Anne veya
baba bir programı çocuğuna izlettirmeyip kendisi izlerse çocuk daha fazla merak
eder.    
— Son zamanlarda televizyon kanallarında gösterimde olan “gizem” ağırlıklı
programların aile bireyleri arasında, özellikle çocuklar üzerinde olumsuz etki
ve korku oluşturduğu bilinmeli ve bu tip programların izlenmesi
engellenmelidir. Çözüm önerilerinin doğru saptanması kadar bunların doğru bir
şekilde ifade edilmesi de önem taşımaktadır.    

— Özellikle şiddet, cinsel istismar, çıplaklık, kaos, evlilik dışı ilişkiler ve
aldatma gibi film ve diziler izlenmemeli, İslam ahlakı temel değer olarak
öngörülmelidir.           
— İnsanların iyilik ve güzellik özelliğini ön plana çıkaracak, ahlaki
değerlerini hatırlatacak, toplumsal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik edecek
programlar izlenmelidir.       
— Televizyondan daha fazla ailemizle vakit geçirmeli, çocuklarla birlikte kitap
okuma programları, oyun etkinlikleri ve alternatif faaliyetler yapılmalıdır.             
— Çocuğu saatlerce televizyonun başına hapsetmemeliyiz. Ailelere düşen
öncelikle çocuğu televizyon karşısında yalnız ve savunmasız bir biçimde
bırakmamak, mümkün olduğunca birlikte izlemek ve televizyon izlemelerine belli
ölçülerde sınırlandırmalar getirmektir.      
— Gün içinde 1–2 saati geçmeyecek şekilde uygun ve olumlu karakterlerin
ağırlıkta olduğu programların seçilerek izlenmesini sağlamak gerekir.   
— Özellikle belirli bir yaşa kadar (6 yaş) haberler, şiddet içeren ve üzücü
görüntülerin yer aldığı programların izlenmemesi için azami ölçüde dikkat
edilmelidir.      
— Aile bireylerine duygu ve davranışlarıyla örnek olabilecek oyuncu ya da
oyuncuların rol aldığı filmlerin gösterilmesini sağlamak gerekir.           
— Ayrıca sivil toplum örgütleri de bu konularda araştırmalar yapmalı ve eğitim
programlarıyla toplumu, özellikle aileleri bilinçlendirmelidir.

Exit mobile version