Okul denilen kavramın klasik tanımı,
“İnsanların, okuyup yazma öğretiminden başlayarak
en yüksek düzeyde bilim ve sanat bilgisi vermeye değin
çeşitli derecede toplu öğretimin yapıldığı ve içinde
öğrencilerle öğretmenlerin ve öteki görevlilerin
bulunduğu, genelde devletler tarafından finanse
edilen alanlara verilen addır.” şeklindeydi.
Bu tanım günümüzde ve yakın gelecekte
tamamen değişecek gibi durmakta.
Klasik eğitim ve öğretim anlayışı epeydir
sancılı bir sürecin içine girmiş durumda ve
eğitim değişiyor. Yeni EĞİTİM TRENDİ
‘UNSCHOOLİNG’ (Okulsuz eğitim)
Aslında var olan eğitim sistemine tepki olarak
ortaya çıktı ve gelişmiş ülkelerde hızla yaygınlaştı.
Bu kavram henüz ülkemiz için çok yeni ve
baştan aşağı herkes bunun acemisi.
Yeni sistem eğitimin kalıplarının tamamını yıkıyor.
Klasik eğitim ve öğretim, bilgi öğrenmek esası üzerine
kurgulanmış bir yapıya sahipken yeni eğitim sistemi bilgiyi
kullanmaya odaklanmış durumda ve bunun öğrenileceği yer
artık sabit bir binanın olduğu yer değil. Bu internet ve onun
alıcısı olan cep telefonu, tablet ve bilgisayarın olduğu her yerdir.
Yeni eğitim modelinde, aslolan, her şeyi bilen öğrenci
Değil; işine yarayacak bilgileri öğrenebilme beceri ve
kabiliyetine sahip olan öğrenciler yetiştirmek
şeklindedir.
Yeni eğitim ve öğretim modelinde artık müfredat,
ders adları, konu başlıkları ve sıkıcı sınıf ortamları olmayacak.
Öğrencinin merak ettiği şeyi severek ve isteyerek
algılayabileceği ve öğrenebileceği bir konsept olacak…
Gelecekte öğrenme her yerde olacak ve öğrenme materyalleri
kitaplar, internet, aile, müzeler, geziler, filmler, yapay zeka,
yapay gerçeklik ve doğanın kendisi yani okul hayatın kendisi
olacak.
Birçoğumuz bugünden, nasıl bir geleceğin bizi
beklediğini bilemezken, çocuklarımızın geleceğine
yön verme çabası içindeyiz. Hz. Ali’nin çağları aşan
bir sözü vardır: “Çocuklarınızı kendi içinde
yaşadığınız günlere göre değil, onların yaşayacağı
günlere göre yetiştirin.”der. Birçok veli,
kendi çağını kavrayamazken böyle bir ortamda
bunu nasıl gerçekleştirecek?
Yaşamın günümüzdeki tanımlarından biri de
‘herhangi bir bünyeye giren ile çıkan arasındaki
pozitif farktır’. Artık yeni nesil gelecekte
hiç ihtiyaç duymadığı ve duymayacağı şeyi
öğrenmeyecek ve herhangi bir arama motorundan
ulaşabileceği bilgiyi hafızasında tutmak zorunda
kalmayacak.
Aslında eğitim eskiden olduğu gibi muallimlerin
koçluk yaparak birkaç öğrencinin tüm gelişmesini
takip ettiği ve yönettiği bilgi peşinde dolanan
insanlar ile bilgiye hiç ihtiyaç duymayan insanların
ayrıştığı ve iş imkanlarının bilgiyle değil de o işi yapabilir
olmak ile dağıtıldığı yeni bir zamana doğru hızla ilerliyoruz.
Şafağın sökmesiyle gün, birçok bilinmezlik saklar içinde. Şu anda
herkesin eğitimle ilgili yalpalamasının sebebi bu bilinmezliklerdir.
Günümüzde kimse ne yapması gerektiğini tam olarak bilmemekte
ve eğitim tam bir çıkmaz içinde yalpalamaktadır.
‘Peki,ne tavsiye edersiniz?’ denirse, “çocukların eğitim peşinde
koşmasının bırakılmaması, imkanı olan velilerin,
bulunduğu bölgedeki en iyi eğitim kurumunu araştırması, özellikle
kurumların geçmişteki ve bu pandemi dönemindeki çalışmalarını
çok iyi takip etmesi ve çocuğunun geleceği ile ilgili en
sağlıklı kararı vermesi gerekmektedir.
Özellikle velilerin, uzaktan eğitimi (online) en iyi
yapan kurumları tercih etmesi ve çocukların eğitimde aksamalara
imkan vermemesi gereklidir.
Bu bakış AÇIsına sahip veliler, hem çocuklarının eğitiminde
boşluk bırakmayacak hem de değişen trende uygun şekilde
çocuklarını yetiştirmiş olacaklardır. Aksi durumun, ülkeye, veliye ve
öğrenciye olan maliyeti çok yüksektir.