“Sil baştan başlamak gerek bazen, hayatı sıfırlamak” bunun Şebnem Ferah’ın bir şarkısı olduğunu bilmeyen yoktur herhalde. Şu an küreselci dedikleri kolonizatör ve insanları köleleştirmek isteyenlerin tam olarak yapmak istedikleri durum da bu.
Bu durumda ya Şebnem Ferah küreselci ya da küreselciler Şebnem Ferah dinliyor. İşin şakası bir yana aslında durum içinde bulunduğumuz sisteme göre kodlanmış insanlar için çok vahim.
İnsan bazen Necip Fazıl’ın “Fazla ciddiye almayın bu hayatı, Nasıl olsa içinden canlı çıkamayacaksınız” sözünü ciddiye almadan edemiyor. Aslında her şey 20. yy da bilgisayarların keşfi ve ardında çok hızlı gelişmesi ve en sonunda da ortaya çıkan Makine Öğrenmesiyle başladı.
Peki, neydi Makine öğrenmesi, tespit ettikleri verileri analiz eden ve bu verilere göre öğrenen ya da performansı iyileştiren sistemler oluşturmaya odaklanan bir yapay zekâ ile insan zekâsını taklit eden sistemler veya makineler anlamına gelen kapsamlı bir terimdi bu. Her an ve her koşulda bu öğrenme devam etmekte ve görünen o ki edecek de.
Makine öğrenimi ve yapay zekâ genellikle bir arada değerlendiriliyor olup bunu kontrol edenin tüm gelişmeleri ve dünyayı kontrol edebileceğine inanılmakta. Az önce de dediğimiz gibi makineler birçok alanda ve her koşulda öğrenime devam ediyor.
Şu anda tüm alanlarda yaptığımız eylemler makineler tarafından takip ediliyor. Yani bankacılıkta, yaptığınız hesap hareketlerini ve nereye ne kadar para transfer ettiğinizi, nerelerden ne aldığınızı veya sattığınız takip ediyor.
Hangi hastalığınızın olduğunu ve hangi ilaçları kullandığınızı, nelerden hoşlandığınızı hangi film ve dizileri izlediğinizi, hangi kitabı okuduğunuzu, neleri konuşmaktan hoşlandığınızı neler ve kimler ile etkileşim içinde olduğunuzu ve sosyal medyada neleri paylaştığınızı kimi beğenip kimleri engellediğinizi hangi sayfalarda hangi ürün satın alıp kullandığımızı makineler öğrenmeye devam ediyor.
Peki öğrendiğini nerede tutuyor? Tabi ki bulut sistemi diye adlandırılan “blockchain” içinde konumlandırdığı büyük bilgi deposu olan “big data” da.
Makine öğreniminin ardından başlayan şey sizin mucibinize uygun üretimler yapmak oluyor. Bunu yaparken de makine öğrendiklerini üretime kendiliğinden aktarıyor ve sizin beğenilerinizi yine sizin karşımıza çıkıyor.
Makine üretimi ya da Sanayi 4.0 denilen şey bundan sonra üretimde insana artık çok gereksinim kalmayacağını gösteriyor. Yani işverenler artık çalışanların iş yerlerinde çalışmasını istemiyor. Bunun için çalışanları bir şekilde işten çıkarma, lokavt uygulamak ve işçilerini işsiz bırakarak daha az sorun ile daha çok ürün üreten ve tam zamanlı çalışabilmeleri nedeniyle daha ucuza üretim yapabilen makine üretimine geçmek istiyorlar.
İşte bunun için tüm insanların gönüllü bir şekilde evlerinden çıkmayacakları bir olay ve korkulacak bir şey gerekliydi o da bu salgın (pandemi) ile bulunmuş oldu.
Davos 2021 gündemi için belirlenen ve 1930’daki Great Depression (“Büyük Çöküntü)”ye benzer şekilde yeni bir eyleme yani Great Reset “Büyük Reset” ‘ istiyorlar.
Bunun için pandemi küreselciler için müthiş bir imkan sunuyor. Pandeminin çıkışını, ister komplo deyin isterseniz küresel sermayeciler tarafından bilinçli yapılan bir şey olduğunu düşünün bu küresel patronlar için işi çok kolaylaştıran bir şey oldu.
Pandemiyi sermayedarlar çok daha önce görmüş ve bunun hazırlığını bile yapmışlardır. Hatta bunun neye evrileceğini çok önceden görmüş ve tüm dünyaya da göstermişlerdi. Nasıl diyenlere 1993 yılında çekilmiş olan ve başrollerini Sandra Block ve Arnold Schwarzenegger oynadığı “Cezalandırıcı” filmini izlemesini tavsiye ederim.
Filmin bir sahnesinde “dünyada bir virüs çıktı… ve insanlar o tarihten bu yana birbirleriyle hiç fiziki temas etmemekte” şeklinde bir replik var. Film 1996 yılından 36 yıl sonrayı yani 2032 yılını konu alıyor ve 2032 ye gelmeden önce dünyada büyük bir salgın ve depremlerle eski dünyaya büyük bir reset (sıfırlama) atılmasının ve salgının hemen ardından büyük bir kıtlık yaşanmasından bahsediyor.
Muhtemelen bu salgının ardından tedarik zincirindeki bozulma büyük bir kıtlığa ve o da pandemide oluşan ölümlerden çok daha fazla ölümlere yol açacaktır.
Bundan sonra her şey değişecek ne gibi derseniz, iş hayatı değişecek. Koronavirüs krizinde hayatımıza giren bir fiil işe gitmeyip evden çalışmak, yani “home office” yapmak oldu. Bu devam edecek. Avrupa’da yapılan bir araştırmaya göre şuan işlerini evden yapanların %65 den fazlası pandemi sonrası iş yerine tekrar dönmeyi düşünmediğini ve mümkünse bu şekilde çalışmaya devam etmek istediğini beyan ediyor.
Anlaşılan o ki bu konu da çok daha fazla yazı yazacağız. Vesselam.