ÇARESİZ KÖPEK – Şevval Semiz

Hayat, bir insan; insansa bir köpek. Sokakta bekleyen, sadece bekleyen, arada bir ileri bir geri koşan bir köpek..
Yaşıyoruz, tekdüze, kimine göre anlamsız olan bu hayatı. Her şey normal düzeninde gidiyor bir süre. Sonra hayatına biri giriyor. Sen onunla konuşup konuşmamakta, ona güvenip güvenmemekte çok kararsızsın. Ama hayat sabırsız, beklemiyor senin karar vermeni; “Gel gel!” diyor sana. Sen de o saflığınla kanıyorsun ve hayatın seni itelediği yola doğru hızlı adımlarla yürüyorsun. Etrafına bakmıyorsun, sadece o gösterilene odaklanmış bir şekilde, hiç durmadan yürüyor, hatta koşuyorsun. Çünkü umut buldun… O bağımlısı olduğun umudu gördün o insanda, o olayda; hayatın seni itelediği yerde. Umut verildi sana, dediler ki, “ben iyiyim, benden korkma.” Kandın sen de, çünkü neden kötü olsun ki zaten… Herkes, kendini aynada gördüğü gibi, melekten üstün bu dünyada… Yaşıyoruz. bir süre hoş oluyor gönlümüz, rahat oluyor beynimiz. Diyoruz ki “evet, gerçekten de iyi bir insanmış, baksana bana değer verdi, hâlimden anladı..” Bu düşünce uzun sürmüyor… Sürmüyor, olmuyor! Eksiliyor yavaş yavaş gözünde fakat hâlâ umut var ve sen hâlâ o umuda bağımlısın, vaz geçemiyorsun ondan. Hayat artık sıkılıyor senden, başını okşamakla çokça vakit kaybettiğini düşünüyor ve elini başının üstünden bir anda çekip yoluna devam ediyor. Sen, o elinin sıcaklığını tekrar başında hissetmek istiyorsun, inatla koşuyorsun peşinden hayatın. Ama o seni istemiyor, yoluna gitmeye kararlı, seni takmıyor bile. Kırılıyorsun artık, gözlerin sızıntı yapmaya başlıyor. Oysa, hayat elini uzatsaydı onu hemen affetmeye hazırdın, hiç kırılmamış gibi yine o umuda bağlanmaya devam ederdin. Ama ne var biliyor musun? Artık hayat için hiç de önemli değilsin. Bir değerin kalmadı. Hayat için her şey yaşandı ve bitti. Sen de hâlâ seni sevsin, seni yarı yolda bir başına bırakmasın diye ona sürtünmeye devam ediyorsun. Hayat kovuyor artık seni, “HOŞT!” diyor. Sen kalakalıyorsun olduğun yerde. “Hani sana güvenebilirdim, nasıl oldu da böyle bir insana dönüştün?” diyorsun… Gözlerindeki sızıntı kontrolden çıkıyor. Kalakalıyorsun olduğun yerde, aklına bir şey gelmiyor… Hayat, yere vuruyor ayağını bu kez ve daha yüksek sesle “HOŞT!” diyor. Artık korkuyorsun… Hayattan, insanlardan, sevmekten, sevilmekten… Çok korkuyorsun… Kaçmaya başlıyorsun. Yalnızlığa dönüyorsun tekrardan. Başladığın noktadasın yine. Tek bir farkla; kalbin bir yara, ruhun bir darbe daha almış. Gözlerinde artık birkaç on damla daha eksik… Tek fark bu… Ama safsın işte, akıllanmıyorsun, kalbine söz geçiremiyorsun bir türlü. Hayat farklı bir zamanda yine yaklaşıyor yanına, sen çekimser davranıyorsun fakat kanıyorsun yine umuda. Sıkılıp gitmek isteyince hayat, kovuyor seni, sen de kaçıyorsun umudun getirilerinden.
Ve yine başladığın noktadasın. Tek bir farkla: kalbin bir yara, ruhun bir darbe daha almış; gözlerinde artık birkaç on damla daha eksik..

Exit mobile version