CEPHEYE DOĞRU – Batuhan Duyak – Öğrenci

 

BÖLÜM 2:

– Şeref!
-Söyle dadaş.
-Gardaşım anan seni eve çağırdı bir git hele bak
-Hayrola, ne olmuş?      
-Bilmiyorum ama acilmiş. “ tez gönder onu eve “dedi.
-Eyvallah dadaş sağ olasın.
      Ben ne oldu da
anam beni tarladan eve çağırdı diye düşünerek eve yürürken karşılaştığım herkes
bana “ hayırlı olsun” diyordu. En sonun da bir an durdum yoksa anam Muhtar
Salih dayının kızı Ayşe’yi bana istemişti de onun acelesi miydi bu, o an bunun
heyecanı ile eve koştum. Kapının önünde üç tane at kişneyip duruyordu
başlarında da bir inzibat subayı. Avluya adım atar atmaz çözmüştüm biraz geç
çözmüştüm ama olsun. Muhtar Salih dayı çavuşa beni göstererek işte köyün
delikanlısı Şeref dedi. Çavuş elini uzattı tokalaştık.
-Cephede sıra size geldi “ aslan parçası” dedi çavuş
-Cephenin sırası mı olur komutanım gel derler geliriz, öl
derler ölürüz.  Şehitlikte sırayla değil
ya?
Çavuş muhtara dönerek “ bu vatan Şeref gibi gençler olduğu
sürece zinhar yıkılmaz ” dedi. , sonra da kalkıp  “üç gün sonra köy kahvesinde hazır ol öğlen
namazından sonra yola çıkılacak ” dedi.
Emredersiniz komutanım diyerek karşılık verdim ben de
çavuşa.
Çavuş selam verdi arkasına döndü atına atlayıp gitti.
   İçim içime
sığmıyordu adeta, kalktım döşeğimden meydana indim. Kirvem Ali amcanın oğlu
Seyit’te çeşmenin başına oturmuş boşluğa bakıyordu, çömdüm yanına
-Hayrola dadaş hayır mı şer mi anlat hele dedim.                                               
 -Askere gidicem dadaş
askere dedi.
-Vallah mı diye bağırdım. Sonra sessizce beni de
çağırdılar  gardaşım  dedim. Sabaha kadar oturup sohbet ettik . En
son dayanamadım “ dadaş eve gidiyorum biraz uyuyayım” dedim. O da “tamam gardaş
bende gidiyorum”  dedi .
   Bomboş geçen üç
günün ardından o gün gelmişti. Kirvemin oğlu Seyit’ le beraber gidip teslim
olduk. İlk önce şehre gidip oradan da trenle Konya’ya gittik. Köyde tanıştığım
çavuşta burada bizi bekliyordu. Anlaşılan burada bir süre eğitim alacaktık.

 

Exit mobile version