EMPATİ – BERİL BOZDEMİR

Teneffüs zili çalmıştı. Sinan tek başına bahçeye çıkmıştı. Bahçede gezinirken yerde bir saat gördü. Saat çok güzeldi. Eline aldı, bir süre inceledi. Çevresine baktı. Kimsecikler yoktu. Saati alıp cebine koydu ve hemen oradan uzaklaştı. Doğruca sınıfa girdi ve sırasına oturdu. Hiç kimseye bir şey söylemedi. Öğretmen geldi. Ders başladı. Bu arada sınıf kapısı çaldı. Bir çocuk ağlayarak içeri girdi.
– Babamın bana hediye ettiği saati kaybettim. Bulan var mı? dedi.
Sinan çok heyecanlandı. Ne yapacağını bilemedi. Başını öne eğdi ve çocuğun gitmesini bekledi. Çocuk ağlayarak sınıftan çıktı.
Sinan çocuğun bu haline biraz üzülse de yine de saati geri vermedi. Biraz arar arar sonra vazgeçer diye düşündü. Fakat olaylar Sinan’ın umduğu gibi gelişmedi.
İki ders sonra tekrar ders başladı. Öğretmenleri bütün sınıfın tahtanın önüne geçmesini, küçük bir arama yapacağını söyledi. Herkes yavaş yavaş tahtanın önüne geçerken Sinan’ın kalbi çok hızlı atıyordu. Sinan saati çantasına koymayı düşündü ama öğretmeni görürdü. Sinan tam bunları düşünürken öğretmeni Sinan’a tahtaya geçmesi gerektiğini söyledi.
Sinan korkar adımlarla tahtanın önüne geçti. Ve öğretmen herkesin ceplerini kontrol etmeye başladı. Arama yapıldı ve herkes yerine oturdu. Sinan elini cebine attığında saatin orada olduğunu fark etti. Sinan çok şaşırdı. Ama yine de gidip öğretmenin bir şey söylemedi. Diğer ders Sinan çantasına baktığında ölen abisinin ona hediye ettiği kalemin orda olmadığını gördü. Sinan birden ağlamaya başladı. o sırada arama yapan öğretmen sınıfa girdi. Tam derse başlayacakken Sinan’ın ağladığını fark etti. Ve Sinan’ın yanına gidip :
-Ne oldu Sinan, neden ağlıyorsun? dedi. Sinan,
ölen abimin bana hediye ettiği kalemi kaybettim. diye cevap verdi
-A bak bende bir tane kalem var, bak bakalım. dedi ve cebinden bir kalem çıkardı.
Sinan kalemi görünce kendi kalem olduğunu anladı.
Öğretmenim bu benim kalemim. Nerde buldunuz bu kalemi? diye sordu kalemi alırken.
– Bahçede buldum, kimse yoktu bende aldım. Özür dilerim Sinancım. Sonuçta yaptığım çok yanlış bir şey. Benim olmayan bir şeyi almamalıydım, tekrar özür dilerim. dedi öğretmen.
Aslında öğretmen böyle bir konuşmayı Sinan’ı saati alırken gördüğü için yapmıştı. Öğretmen direkt Sinan’ın yanına giderek saati alabilirdi fakat Sinan’ın bu yaptığı şeyden kendisinin pişman olup getirmesini istedi. Sinan o an yaptığı şeyin çok yanlış bir şey olduğunu anladı. Teneffüs zili çaldı ve Sinan utançla öğretmeninin yanına gitti ve olanları anlattı. Ama çok pişman olduğunu da söyledi. Öğretmeni ilk önce hiçbir tepki vermedi ve saati kaybolan çocuğu çağırdı. Kaybettiği saatini bulduğunu söyledi. Çocuk çok sevindi.
Sinan arkadaşına çok pişman olduğunu söyledi ve defalarca özür diledi. Çocuk Sinan’ın affettiğini söyledi ve çıktı. Çocuk çıktıktan sonra Sinan öğretmeni ile baş başa kaldı. Sinan yaptığı şey yüzünden çok pişmandı. Sinan’a :
-Sinancım öncelikle yaptığın şey çok yanlış. Bunu sende fark ettin ama biraz geç fark ettin. Sen bu saati alırken bende oradaydım ve saati aldığını gördüm. Senden bu saati direkt alabilirdim fakat ben empati yapmanı istedim ve tahmin ettiğim gibi işe yaradı.
Öğretmenim gerçekten çok pişmanım. yaptığım şey gerçekten çok kötü bir şey. Bunu başıma gelince daha iyi anladım.
-Tamam Sinancığım bir daha böyle bir şey yapmaman sözü ile bu konuyu kapatabiliriz.
Söz veriyorum öğretmenim.

Sinan empati yapmanın ne kadar önemli olduğunu, hırsızlığın insanların eşyalarına izinsiz dokunmanın da ne kadar kötü bir şey olduğunu anladı ve kendisine yapılmamasını istemediği şeyi başkalarına yapmaması gerektiğini de.

Exit mobile version