Genç adam, yüreğinde bir mektup saklıyordu.
Bu mektubu okuyacak birini arıyordu.
Gönülden gönüle bir yol var, biliyordu.
Bu yol nereden geçer, onu soruyordu.
Genç adam, mektubunu zarfa koyuyordu.
Bütün rüyalarını hayra yoruyordu.
Yıllar geçiyor ama zaman duruyordu.
Bir yol vardı elbet, bulamıyordu.
Genç adam, artık yaşlanıyordu.
Mektubunu almış eline, öyle taşıyordu.
“Şu zarfı da artık bir versem” diyordu.
Yolun sonuna gelmişti, bilmiyordu.