GÖNLÜNÜ EN GÜZELE EMANET ET – Dilşad Kanbur – Öğrenci

 

   
  Günümüzün en büyük sorunlarından biri de
gönüllerimizdeki boşluğun hiçbir zaman dolmaması, kendimizi hep huzursuz,
umutsuz ve mutsuz hissediyor olmamız. Sâhi huzur nedir? Huzur sadece kuldan mı
gelir? Ne yazık ki biz insanlar huzuru yalnızca kuldan bekliyoruz, elbette
insan insana muhtaçtır fakat bizlere huzuru bahşedenin bir insan olmadığını
düşünürsek hayat merkezlerimize yalnızca insanı koymak ne kadar da hayret
edilesi olur değil mi?
     İnsan duygusal bir varlıktır ve insanın
gönlündeki boşluk kapanmayan bir yara gibidir, o yarayı birçok merhemle tedavi
etmeye çabalarsın ama çoğu zaman bu işe yaramaz. Merhemler yarayı
iyileştireceğine daha da incitir veya iyileştirdiğini sanıp kendini avutmana
sebebiyet verir. Aslında işin gerçeği şudur: Yarayı iyileştirecek, o boşluğu
kapatacak tek bir merhem vardır. Yara o merhemle bütünleşir ve adeta eskisinden
daha iyi bir hâl alır. Çünkü sen yaranın gerçek merhemini bulmuşsundur, kalbindeki
o yarayı Allah aşkıyla beslemişsindir. Gönlünü en güzele emanet etmişsindir.
       İşte bizlerin bütün yaralarını
iyileştirecek, dertlerine deva olacak, tüm hatalarını affedecek, yolunu
inşiraha çıkaracak, umutlarını yeşertecek, düştüğünde daha sağlam kalkmasını
sağlayacak, gözyaşlarını silecek, kalbindeki o boşluğu tam anlamıyla dolduracak
bir merhemi var ve bu merhemi bulmak çok zor değil, çok uzakta da değil. Her
birimize şah damarından bile yakın.
      “Teslim ol, huzur bul” diyor Tapduk Emre.
Sence de teslim olma vaktimiz gelmedi mi?
       Unutma! İçimize
dönüp merhemimizi bulmak için geç değil, yeter ki isteyelim…

 

Exit mobile version