“Hikaye dünyanın nasıl gittiğine , kimi dinlediğimize göre değişiyor. “
Kimi dinlediğimiz ya da neyi dinlediğimiz…
Hayatımız bundan ibaret değil mi zaten ? Hep bir şeylerin, birilerinin peşinden , onların yönlendirmesiyle hareket etmiyor muyuz ? Bazen annemiz – babamız , bazen bir öğretmenimiz , bazen arkadaşımız , bazen bir akrabamız..
Hayat boyunca yönlendirmeye muhtacız. Asla kafamıza estiği gibi davranamıyoruz. Her şeyi , her yönlendirmeyi, herkesi dinliyoruz belki ama kalbimizi dinlemiyoruz. Hayallerimizi dinlemiyoruz.
Onlarca yönlendirmenin doğruluğuna inanıyoruz , içimizden geçenlere ,hayallerimize, inanmıyoruz. Adı üstünde değil mi , hayal sonuçta ne kadar gerçeklik payı var ki ? Hep var. Her zaman var. Ne kadar görmezden gelirsek gelelim var. Herhangi birini ya da bir şeyi dinlemek , ona göre yaşamak belirli bir standarta uyum sağlamak çok önemli olmuş durumda bizim için. Halbuki hayaller , kalbin sesi…
Bir kere dinleyebilsek yolumuz tamamen değişecek belki de. Dünyaya bakış açımız , hayata bakış açımız değişecek. Daha yaşanılır bir yer olacak belki..