hedefe ulaşma amacındadır. Bunun için ise oldukça sabırsız. Yaşının ve
düşüncelerinin getirdiği isteklere göre “şu olursa mutlu olacağım bu
olursa hayatımda her şey yoluna girecek” vs. der durur beklentilerin ardı
arkası kesilmez. Bir
kitabında
Amin Maalouf diyor ki ”Biz, kalıcı
bir mutluluk sözü alarak doğduğuna kendini inandırmış o küstah kuşaklardanız. Söz
mü? Peki, kim vermiş bu sözü ?” Ne kadar da doğru değil mi? bir o kadar da acı.
Fark edemiyor insan mutlu olacağım derken bir ömrü heba edişini. Oysa
bir insanın hayatı boyunca mutlu olması imkansız gibi bir şeydir. Ancak bizim
aradığımızın aksine gelip de bizi bulan bazı mutluluklar vardır hayatta ve
hayat, küçük olsun büyük olsun hiç
fark etmez, bu mutluluklarda gizlidir aslında. Peki ne oldu o bir “ömürlük”
arayışa?
Bana sorarsanız şöyle bir dönüp de geriye
bakıldığında akla gelen o ilk anlarda yaşamış, yaşadığını hissetmiştir insan ve
unutulmamalıdır ki insan kendi seçimiyle yaşamamıştır o anlarını. O yüzden siz
siz olun mutluluğun peşinden koşmayın. Bırakın mutluluk sizi bulsun. :)