Gözümüz 1 saniyede 24 karelik resimleri algılayabilmesi insan bilincinin yapabildiği önemli bir özelliktir. Saniyede 24 kare gören beyin olayı peş peşe bağlayarak hareketi algılar. Şu an izlediğimiz tüm film, diziler, sinema ve televizyon bu mantığa göre çalışır. Ancak bu standardın üzerine bir de 25. kare eklendiğinde normal bilinç bu durumu algılamaz, fakat bilinçaltımız algılar. Bilinçaltımız çok kısa sürede gerçekleşen tüm uyarıcıları hayatın devamı için kaydeder. Bilinçaltının kaydettiği bütün veriler bilinç düzeyine çıktığında artık o beyni istediği gibi yönlendirici olur. Kaydedilen bilgiler kişiliğimiz, davranışımız, hayata bakışımız, kişisel ve toplumsal tercihlerimizi şekillendirir.
Sübliminal mesajı ilk icat eden kişi Alman A. W. Volkman’ dır. 1859 yılında icat ettiği “Takistoskop” cihazı ile insanları ikna etme ve düşüncelerini yönlendirme konularında kullandı. Takistoskop cihazı çalışma prensibi; saniyenin 3.000 de 1’i hızında açılıp kapanan objektif kapağı ile anlık görseller yansıtılarak bilinç tarafından algılanamayan fakat bilinçaltımıza gönderilen mesajlar verebilmekteydi.
Bu cihaz kullanılarak artık toplumlar istenildiği gibi yönlendirilebilirdi ve yapıldı da. Uzmanların araştırmalarına göre bilinçaltına en çok etki eden iki konu cinsellik ve ölümdür. Özellikle küçük yaşta çocukların çizgi filmler kullanılarak bilinçaltına cinsellik içeren mesajlar ile gönderilmektedir. Yani sübliminal mesajlar ve 25. Kare teknikleriyle küçük çocukların, gençlerimizin beyinlerine nüfuz edilerek yoğun bir algı operasyonu uygulanmakta ve bu an be an sürdürülmektedir.
Sübliminal mesajların etkisinin ilk farkına varan iş kolu reklam şirketleri ve siyaset olmuştur. Bunlar insanlar üzerinde istediklerini yapabilmek, zihinleri kontrol edebilmek ya da yaptıklarına duyarsız kalacak toplumlar oluşturabilmek adına bilinçaltının bu özelliğini kullanmaktan çekinmemişlerdir.
Dünya toplumu üzerinde, gizli telkinler ile birlikte koku, tat ve haz duygularını harekete geçiren sübliminal mesajlarla kimi zaman ticarî, kimi zaman siyasî bir kazanç, kimi zaman ise toplumu yozlaştırma adına pek çok operasyonlar uygulanmış ve uygulanmaktadır.
Şu an dünyada eğitim okullardan çok medya yoluyla yapılmaktadır ve bunu da büyük oranda sübliminal mesaj yöntemiyle yapmaktadırlar. Çevremizde bu kadar doyumsuz, tacizci, tecavüzcü ve sabırsız insanın üretilmesi ancak bu yöntem ile mümkün kılınabilen bir durum olsa gerektir.
Bu durumda anne babaların yapması gereken en önemli şey çocukları uzun süre çizgi film vb televizyon ve telefonla baş başa bırakmamasıdır. Aksi durumda çocuklarımızın genel bilincini bizler değil başkaları yönetir. Vesselam