AĞLAMAK VE GÜLMEK – ŞEVVAL SEMİZ – ÖĞRENCİ
İnsanlar çok değişik varlıklardır. Duygudan duyguya geçiş yaparlar. Bir bakmışsın gülüyorlar bir bakmışsın ağlıyorlar... Ağlamak ve gülmek. Ne kadar da duyguyu barındırır içinde. Binlerce,...
Haberi Okuİnsanlar çok değişik varlıklardır. Duygudan duyguya geçiş yaparlar. Bir bakmışsın gülüyorlar bir bakmışsın ağlıyorlar... Ağlamak ve gülmek. Ne kadar da duyguyu barındırır içinde. Binlerce,...
Haberi OkuOlur ya hani gökyüzüne bakarsın, bulutların bir tarafı bembeyaz diğer tarafı grinin en koyu tonları. Aynı insan gibi… Bir tarafı aydınlık diğeri karanlık. Belki bir duygu değişimi olarak alabiliriz bunu veya duyguların dışa vurumu, insanın yapısı. Duyguların dışa vurumu… İnsanlara karşı hep iyi davranırsın. Nazik, kibar, tatlı bir insan olarak tanınırsın. Fakat içinde nasıl bir öfkenin, siyahlığın, nefretin olduğunu kimse bilmez. Bu iki taraf birbirinden ne kadar ayrı olsa da ikisi birbirinden etkilenmiyordur. Beyaz yanımız diğerinden şikayetçi çünkü o bu kadar iyiyken diğer tarafın bir o kadar kötü olması ziyaretçi olduğu bedeninin duygularını darmaduman ediyor ona iyi gelmiyordu. Siyah taraf da diğerinden şikayetçi. Kendisine göre o saf, temiz olduğu kadar yalancı da. Karşısındakine dürüstçe düşüncelerini bile söyleyemediği için, kibarlığını bir kenara bırakmadığı için ona pek bir sinirli. Kendisi bunu yapmaya kalktığında ise beyaz taraf geliyor ve onu geri iteliyordu. „Dur, benim sıram!“ dercesine. Kendisine hiç sıra vermez kabalığı bir ona sökerdi. Keşke bunu diğerlerine karşıda yapsa… Zaman geçer iki taraf hep bir kavga içerisinde olur ve ev sahibine büyük zararlar verir. Ev sahibi de onları kovamayacak durumda olduğundan alır bu iki misafiri de karşısına ve orta yolu aramaya çalışır. Zaman geçer. İki taraf da anlaşmaya başlar. Beraber vakit geçirirler. Gülüp eğlenirler. Sonra da siyah taraf beyaz tarafı kendine benzetmeye başlar. Onu karartır, karanlığına çeker. Sonunda ise beyaz artık beyaz değildir. Grileşmiş, belki de siyahlaşmıştır bile. Kimse de buna engel olamazdı zaten. Baştan belliydi sonu. Belliydi kararacağı. Artık o da insanlara karşı iyi davranmıyor, onları tersliyor ve aksinin teki gibi davranıyordu. Artık iki taraf yoktu. Tek taraf vardı. İç çatışmalar, ruhani bozuklukların ortadan kalktığı gibi o insanın iyi tarafı da ortadan kalktı. Sonunda da o zayıf beden battı.Bataklığın ta diplerine sürüklendi. Karşı koydu işe yaramadı. Sonra ise kendini teslim etti ve o karanlığın içinde ölmeyi bekledi. Ölümü bekledi…
Haberi OkuTelevizyonun olumsuz etkileri konusunda daha çok şiddet öğesi üzerinde durulmaktadır. Elbette bu, çok önemli bir ilişkilendirmedir ve üzerinde hassasiyetle durulması ve sorgulanması gereken bir konudur. Ancak algılama biçimi, algıladıklarını benimseme hızı ve hayata geçirme isteklerinin ve televizyona bağımlılık açısından bakıldığında...
Haberi OkuGünümüz gençliği oturmasından kalkmasına, yemesinden içmesine, giyiminden kuşanmasına, inancından kültürüne kadar çok müthiş bir savrulmayı yaşayabilmektedir. Sanal bir âlemde sanal bir gençlikle karşı karşıyayız. Annesinin babasının yediğini yemeyen, onların giydiğini giymeyen, onların oturup kalktığı insanları hakir gören, onların değerlerini küçümseyen,...
Haberi OkuTelevizyon, Yunanca "uzak" anlamına gelen "tele" ile "görüntü" anlamındaki "visio" kelimelerinin birleşimi ile oluşur. 1984 kitabının yazarı George Orwell kitabında der ki; "nasıl ki televizyonlar, bir noktadan aldığı yayına uzaktaki olayları bizlere getiriyor ise yakın bir gelecekte, üzerlerine eklenen...
Haberi OkuHayat kısa, ilk önce bunu söylemek istedim. Çünkü üç günlük dünyada, acısını çektiğiniz insanın başka yerde ve başka insanlarla gününü gün ederken sizin bu hayatın acısına ve çaresizliğine teslim olup yaşamaktan soğudunuzu düşünmek akıl işi değil. Beş para etmezin...
Haberi Oku-“Üç günlük dünya” ne demek baba? -Bilmiyorum oğlum, öylesine bir laf galiba. -Peki baba, neden insan birine küs kalmamalı üç günden fazla? -Öyle miymiş, kim söyledi...
Haberi OkuKitaplarda, internette herkes kendince aşkı tanımlar ve aslında herkesin tanımı kendine göre doğrudur. Çünkü aşk soyut bir hissin bir bedende somutlaşmasıdır. Aşkı hissedene dek onun hakkında bir fikrimiz yoktur. Okuduklarımız ve duyduklarımızla biliriz aşkı ve onu hissettiğimizde o kişiyle...
Haberi OkuSiyasal, bilimsel veya teknolojik açıdan baktığımızda bu seneden itibaren çok farklı bir dünyanın bizi beklediğini düşünüyorum. Ülkeler arasındaki çekişmelere, tartışmalara bakarsak savaşın kapıda olduğunu görebiliriz. Bu savaşlardan sağlam çıkabilmemiz için az bir zamanda çok şey başarmamız gerekecek. Rusların...
Haberi OkuÇağımızda, toplumların ve ailelerin önemli dertlerinden birisi gençlik problemleridir. Günümüz de her toplum ve her aile bu problemi az çok yaşamaktadır. Toplumlar üzerinde beklentileri menfaatleri ve hedefleri olan kimseler, bu hedeflerine ulaşmak için genelde gençleri kullanmaktadırlar. Bunun için...
Haberi Oku