Corona virüs konusunda devletler insiyatifi doktorlara ve bilim kurullarına bırakmış durumda. Oysa bu virüsü sahneye koyanların amacı da tam olarak buydu ve amaçlarına ulaştılar.
Bunu böyle söyleyince bir çok kişi olayın bir sağlık sorunu olduğunu ve devletlerin bu tavırlarının doğru olduğunu söyleyecekler bu fikre karşı çıkacak ve benim iddiamı ispat etmemi isteyecekler. Öyleyse bana ispat etmek düşer, hadi başlayalım.
Şu an gerek genel medya gerek ise sosyal medyanın tek misyonu Virüs’ün sebepler ile sonuçlarının tartışmak ve çok basit üç temel kural olan maske, mesafe ve hijyeni öncelemek yerine virüsün ölümcül olduğu propagandasını yapmak ve insanları korkutmaktır.
Bu arada insanlar virüsün öldürücülüğü ile korkutulup herkes çözümsüz ve çıkmaz bir yola hapsolduğu düşüncesindeyken IMF ve arkasındaki çete ise yeni bir” Bretton Woods” antlaşması talep ediyor ve uygulanmazsa tüm mali sistemin çökeceğini ilan ediyor.
Peki neydi bu Bretton Woods? Uluslararası para idare sistemi olup dünyanın önde gelen devletleri arasındaki ticari ve finansal işlemlerde uyulması gereken kuralları belirleyen anlaşmadır. Bu sistem, dünya tarihinde ilk kez, bağımsız ulus-devletlerin kendi aralarında ortak bir para ($) düzeni üzerinde anlaşmaları sonucunda uygulamaya konulmuştur. Buna göre ülkeler üçe ayrılmıştı. Bunlar gelişmiş, gelişmekte olan ve geri kalmış diye gruplardı ve böylece gruplar arası geçiş ye engellenmişti. O gün bugün bu sınıflandırma hiç değişmedi.
Bretton Woods sistemi, o güne kadar var olan doların altınla bağını kopardı. Altınla doların bağının kopmasıyla küresel çete ( en zengin 13 aile) dünyada istediği kadar dolar basabilir hale geldi. Siz sabahtan akşama çalıştınız ve buna bir ay katlandınız üzerine aldığınız maaşı götürüp dolar aldınız onlar ise matbaa, kağıt ve boyayla bastıkları parayla sizin ve dünyanın emeğine çöktüler. Biylece dünya toplam değerinin yaklaşık on katı borçlandırıldı.
Yani kısacası bu çete adına, The Times, The Ekonomist, Dünya Ekonomik Formu, IMF ve BIS küresel sistemi değiştirmek için tüm altyapıyı hazırladı. Bunu aşikar etmek ve bu esna da da toplumları uyutmak için corona virüs ile korkutulmaya devam ettiler.
Bu Corona virüs dünyaya bir big reset (yeni sistem kurmak için eskiyi silmek) atmak için bir bahane oldu. Bu virüs sayesinde dünyadaki tüm eski yapılar dijitalleşecek ve dünyayı adeta bir açık cezaevine çevirecekler.
Başta dijital para olmak üzere insanları köle haline getirecek dijital diktatörlüğün tüm altyapısı hazırlandı. Şimdi sıra bu dijital dikta rejimini gönüllü ya da gönülsüz tüm dünyaya kabul ettirmeye geldi. İnsanlık bunu seve seve kabul edip köleleşsin diye uğraşıyorlar.
Şu anda yapılan kurbağanın pişirilmesi gibi bir şey. Toplumları su dolu dünya tenceresinin içine koydular ve alttan ateşi verip hafif hafif ısıtıyorlar. Önceleri su sıcaklığı milletin hoşuna gittiği için tencerede kalmaya herkes razı oldu. Zamanla razı olunan o suyun sıcaklığı arttı ve toplumlar için öldürücü olmaya başladı. An itibariyle durum öldürücü hal almasına karşılık kimseni kasları tencereden sıçramaya yetmiyor. Şu an ya eriyen kaslarımız ile tencereden çıkacağız, ya köleliği kabul edeceğiz ya da öleceğiz.
Bu reset’den sonra her şeyimiz alenen takip ediliyor olacak. Bunun sonucunda dünyanın yeni küresel sistemine itaat etmeyenlerin bir bilgisayar tuşuyla tüm özgürlükleri, işleri ve sermayeleri ellerinden alınacak. Sadece dijital güce sahip olanlar her şeyi kontrol edebilecek.
Aslında durum şuna benziyor. Nemrut Hz İbrahim’ e sormuştu,’ senin Allah’ın ne yapar? diye, Hz İbrahimde,’ o yaşatır ve öldürür’ demişti. Nemrut da iki kişi çağırıp birini öldürdü ve öbürüne de bir kese altın vererek onu gönderdi ve ‘git istediğin gibi yaşa’ dedi. Bunun ardında Hz İbrahim’e dönerek, ‘onun Allahının kendisi olduğunu’ iddia etmişti.
Şimdiki dijital çetede tam Nemrut gibi tanrılık iddiasında. Dilerim rabbim Nemrut’a musallat ettiği sineğe benzer bir şeyi bu küreselci dijitalistlere musallat eder. Yoksa dünyamın ve insanlığın geleceği karanlıktır. Vesselam.
