TOKALAŞMAYI ÖZLEMEK… Orhan DOĞANGÜNEŞ

Çok değil, bir yıl kadar önce, dua için ellerimizi kaldırdığımızda, neleri istediğimizi şöyle bir hatırlayalım.

Kurduğumuz hayallere, yaptığımız planlara, geleceğe dair düşlediklerimize, içimizden geçenlere, rüyalarımızı süsleyenlere lütfen göz atalım.

Daha fazla para, daha büyük bir ev, daha çok geliri olan, bunun yanı sıra daha az yoran bir iş, tabi bunlarla beraber de iyi niyet göstergesi olsun diye, fakire fukaraya, tüm insanlığa daha güzel bir dünya adına, bir avuç dua.
Ya bugün?
Kendi adıma konuşayım, benim dua listemin muhtevası, son bir yıl içerisinde epeyce sadeleşti.
Ben şahsen, bir yıl sonrası için olan dua hakkımı, bir yıl önceki hayatımıza dönme noktasında kullanıyorum.

Dostun dostu uzaktan selamladığı bu günlerden kurtulup, sevdiklerimize gönülden sarılmayı temenni ediyorum.

En yakınlarımızın bile evine gidemediğimiz bu günlerin sona erip, misafirliğe gitmeyi ve evimize misafir almayı dört gözle bekliyorum.
Sevdiklerimizle birlikte kalabalık sofralara oturup, rahat rahat yemek yediğimiz günlere bir an önce dönmek istiyorum.

Aile dostlarımızı ve yakınlarımızı arayıp “çay koyun biz geliyoruz” ya da “çayı koyduk, bekliyoruz” demeyi iple çekiyorum.

Garip değil mi? Dualarım arasına, şöyle bir dışarıya çıkıp cadde boyunca ,rahat rahat, tabi bir de maskesiz bir şekilde yürümeyi ekliyorum.

İnsan biriyle tokalaşmayı özler mi? Vallahi özlüyorum.

Bu salgın çok kez canımızı acıttı. Yakınlarımızı bizden aldı. Yürekleri yaktı, içimizi kanattı. Ama şunu da kabul edelim, bu süreç unuttuğumuz birçok değeri de bize hatırlattı.

“Sağlık olsun” cümlesi, artık kuru bir temenninin ötesine taşındı. İnsanın elindekiyle yetinmesi ve şükretmesini bilmesi, sanki daha bir anlam kazandı.

Bu salgın çok sert, çok acımasız, çok insafsız bir öğretmendi fakat işinde iyiydi.

Varlıkta öğrenemediğimiz birçok şeyi, darlıkta öğretti.

Bu günler geçer, salgın biter, hayat normale döner, gidenler elbette geri gelmez fakat kalanlar bir şekilde hayatına devam eder. Eder etmesine de, acaba biz bu durumdan ders alıp, daha mütevazi, daha sade, daha merhametli, maddi hırslarımızdan daha bir arınmış halde olur muyuz, onu da zaman gösterecek işte.

Ne diyelim, inşallah eski günlerdeki gibi normal, sıradan, kimine göre de sıkıcı olan hayatlarımıza bir an önce dönebiliriz.

Exit mobile version