Olumlu düşünmek ve olumsuz bir olayda bile olumlu bir yön aramak, bize gereksiz polyonacılık olarak anlatıldı. Bunun nasıl kötülüklere sebep olduğu konusunda yoğun eğitimler verildi. O kadar ki, eğer tüm zorluklardan mutlu bir yön ve bakış açısı çıkarıyorsak sağlık bakımından ‘sorunlarımız’ olabilirdi.
Eğer bir problem varsa o mutlaka tüm ciddiyetiyle çözülmeliydi. Hatta bu problemi görmemezlikten gelmek, gelecek açısından telafisi imkansız sonuçlara yol açacağı için, aptallığın ta kendisi olurdu. Bu nedenle karşılaşılan olayların olumlu yanlarını görerek gevşemek olamazdı, olmamalıydı.
Bizler de bu şekilde amiyane tabirle, ‘janjanlı’ sunulan bu öğretiye balıklama atlamayı ve doğruluğunu sorgulamamayı tercih ettik. Ve bize sunulan hazır lokmayı yutarak kendi ellerimizle oltaya takılmayı tercih etmiş olduk.
Oysa yetiştiğimiz kültürle taban tabana zıt olan bu kötümserliği önceleyen anlayışa nasıl balıklama atlamayı tercih edip en olumsuz olayın bile olumlu yanlarını görmemiz gerektiği öğretisinden vaz geçtik bilinmez ama şöyle bir soru bu satırları okuyanların aklına elbette takılabilir, ‘bizim kültürümüzde olumsuz şeylerin olumlu taraflarını görme alışkanlığının olduğunu’ nereden çıkarıyorsun?
Hemen cevap vereyim. Peygamber efendimiz (sav) ashabıyla yürürken bir köpek cesedinin yanından geçmek durumunda kalmışlardı. Ashaptan bir çoğu köpeğin kötü kokusundan rahatsız olup onunla ilgili olumsuz sözler söylerken efendimiz; ‘mübareğin ne kadar da güzel dişleri varmış’ diyerek kötü bir şeyin bile iyi tarafını görmemiz gerektiğini bize öğretmiştir.
Bu konuda yapılan bilimsel araştırmalar göstermiştir ki; zihinde oluşan olumlu duygular, vücuda endorfin denilen bir madde salgılanmasını sağlamaktadır. Endorfin, doğal bir morfin görevi görür. Dolayısı ile, kişinin fiziksel ve ruhsal sıkıntılarının azalmasını, var olanları da daha aza düzeyde hissetmesini sağlar. Yanisi, bir ağrının daha az şiddetli olacağını düşünen bir kişinin, o ağrıyı daha az hissetmesi klinik bir vakıadır.
Yirmi beş yıllık öğretmenlik hayatımda gördüğüm şudur; eğitimde başaracağına dair duygular taşıyan öğrenciler ve onların destekçisi olan aileler, daima daha iyi sonuçlar almışlardır. Bunun sebebi kanımca şudur; gerçekliğini kaybetmeden ve abartmadan iyiyi uman, gören ve düşünen kişi, kendine daha güvenli ve daha hazır hissediyor. Dolayısı ile daha azimli olup ona göre çalışıyor. Bu da hedeflerini daha gerçekçi ortaya koymalarını sağlıyor.
Şimdi iki tarafın size kazandırdıkları ve kaybettirdiklerini örnekler ile açıklayalım.
OLUMSUZ DÜŞÜNEN ÖĞRENCİ TUTUM VE DAVRANIŞLARI İLE BUNLARIN SONUÇLARI ŞÖYLEDİR;
OLAY;
-Öğrenci deneme sınavından düşük puan alınca
DÜŞÜNCELERİ;
-Ben galiba yapamayacağım
-Eyvah başaramayacağım
-Başaramazsam anne-babama ve çevreme ne derim?
-Başaramazsam kimse beni anlamaz ve sevmez.
HİSSEDİLEN DUYGULAR;
-Kaygı,
-Endişe,
-Üzüntü,
-Öfke,
-Özgüvensizlik
ÖĞRENCİNİN DAVRANIŞ BİÇİMİ;
-Derslerden nefret etmek
-Ders çalışmama arzusu
-Derse odaklanamamak
-Ders çalış diyen öğretmen ve aile ile çatışmak
-Sağa sola saldırmak
-Kavga çıkarmak
-Uykusuzluk ya da aşırı uyku uyuma hali
-Soruları yanlış okumak
-Sınavlardan kaçma ya da girmeme veya optik vermemeye çalışmak
-Cevap kontrolü yapmamak ve denemeyle ilgili sorulara muhatap olmaktan kaçınmak.
Üzerlerinde baskıyı yoğun hisseden bu öğrenciler de okuduğunu anlamamak, soruyu yanlış anlamak ya da sorunun istediğinden geniş ya da dar düşünerek yanlışa gitmek, doğru bulduğu cevabı yanlış işaretlemek, aşırı terlemek, yerinde duramamak, gerçek sınav sırsında hastalanmak ya da hastalık belirtilerini hissetmek, sınav sırasında kusmak gibi davranışlar yaşanabilir ve bunların sebebi aşırı kaygı ile olumsuz duygu- düşüncelerdir.
OLUMLU DÜŞÜNEN ÖĞRENCİ TUTUM VE DAVRANIŞLARI İLE BUNLARIN SONUÇLARI ŞÖYLEDİR;
OLAY;
-Öğrenci deneme sınavından düşük puan alınca
DÜŞÜNCELER;
-Bu sınavda başarısız olduğumu biliyorum. Ancak eksiklerim var ve bunun gidermek üzerine çalışıyorum. Onları tamamladığımda daha iyi sonuçlar alacağım. Kendime güveniyorum ve bunu nasıl yapacağımı çok iyi biliyorum.
HİSSEDİLEN DUYGULAR;
-Kendini iyi hissetme
-Endişenin az olması
-Neşeli bir ruh hali
-Eksikleri gidermeye çalışma
-Özgüvene sahip olma
ÖĞRENCİNİN DAVRANIŞ BİÇİMİ;
-Dersleri sevme
-Ders çalışma arzusu
-Derse odaklanma
-Aile içi dayanışma
-Herkesle iyi geçinme
-Rahat uyuma ve uykusunu alma
-Soruları doğru okuma
-Bol bol sınav yapmaya çalışma
-Bir önceki denemeye göre eksikleri giderme ve daha az yanlış yapmak için kendi kendisiyle yarışma motivasyonuna sahip olma.
Sonuç olarak, bir insan ne düşünüyor ise odur. Eğer düşüncelerinizi kontrol eder ve istediğiniz gibi düzenlerseniz başarı kendiliğinden gelecektir.
Sevgili öğrenciler sizler de yukarıda yazdığımız kalıplar çerçevesinde kendi düşüncelerinizi değerlendirin ve hangi düşünce ve davranış türü içinde olduğunuzu tespit edin. Sonra da gelin görüşelim ve birlikte doğruyu bulalım. Vesselam.