Post-Sovyet Ülkelerindeki karışıklıklar.
Son dönemde eski Sovyet Ülkelerinde artarak ilerleyen karışıklıklar, ABD’deki
karışıklıklar kadar basına yansımasada ileride hem bize hemde komşularımıza çeşitli sorunlar
yaratabilecek bir boyutta büyümeye devam ediyor.
İlk olarak Belarus’ta başlayan olaylar sırasıyla; Ermenistan, Rusya Federasyonu
(Çeçenistan dışındaki tüm özerk devletler) ve Gürcistan’a sıçradı. Tabi tüm olayların en büyük
sebebi bu ülkelerin kapalı kutu olması. Yani kapalı kutu tabirinden kastım, ülke içindeki
hukuksuzluk, kayırma, baskın yönetim gibi ülkelerin demokratikleşememesinden kaynaklıdır.
Öncelikle konu daha iyi anlaşılsın diye yakın süreci kısaca özetlemek istiyorum.
Belarus: Belarus’ta 24 Mayıs 2020’de başlayan olaylar 9 aydır durmaksızın devam ediyor.
Protestoların başlıca sebepleri; siyasi baskılar, otoriter yönetim, yolsuzluk, muhaliflerin
tutuklanması ve kötü ekonomik koşullar.
Ermenistan: Ermenistan’da 27 Eylül 2020’de başlayıp 10 Kasım 2020’de biten “2020
Dağlık Karabağ Savaşı” mağlubiyeti ardından ülke içi karışıklıklar sebebiyle 9 Kasım 2020’de
başlayan halk ayaklanması 25 Şubat 2021 itibariyle halk ayaklanması boyutunu aşmış ve
askeri darbe girişimine dönmüştür.
Rusya: Rusya’da 17 Ocak tarihinde Berlin’den Rusya’ya gelen bir provakasyon liderinin
içeri alınmasıyla birlikte başladı ama eylemlerde istenen ve düşünen kalabalığa ulaşılamadı.
Rusya Federasyonu’na bağlı 22 cumhuriyetin 21’inde (Çeçenistan’da gösteri yapılmadı.) bu
olaylar gerçekleşti. Malum provokatör ise ülkede demokrasi, adalet ve hukuk eksikliği
olduğunu ve ülkenin yolsuzluk
larla yönetildiğini söyledi ama halk tarafından bir karşılık
bulamadı.
Gürcistan: Gürcistan 1991’den bu yana Rusya ile arası kötü bir ülke. SSCB’den son
ayrılan ülke olmasına rağmen yeni kurulan Rusya ile kodları ortak bir kanalda buluşamadı. Şu
anda ülkede Rusya’ya yakınlaşmak isteyen ve uzaklaşmak isteyen iki grup var. Fransa doğumlu
Devlet Başkanı Salome Zurabishvilli Dış İşleri Bakanı olduğu dönem ki ivmeyi ülkeye
kazandıramadı ve beklenenin altında kaldı. Tabi bunun en büyük sebebi kendisinin proje bir
aktör olması. Genel olarak halk artık siyasi ayrışma değil, toplumsal refah istiyor. Bölgeyi çok
iyi tanıyan biri olarak bende halkın bu isteğini destekliyorum.
Peki komşu ülkelerde gerçekleşen bu olaylar bize nasıl yansıyacak?
Yıllardır Post-Sovyet Ülkelerinde yaşanan gelişmeler Türkiye’yi iyi ya da kötü etkiledi.
Rusya ile geçtiğimiz günlerde ülkemizde ortaklaşa açılan Akkuyu Nükleer başta olmak üzere
ekonomik ve sosyal birçok alanda ilişkilerimiz güçlü bir bağ ile devam ederken bölgenin
ağabeyi olan Rusya dışında ki diğer ülkelerle olan ilişkilerimiz ise geçmiş
dönemlerde ,Azerbaycan dahil, sallantıda olsada günümüzde yine çeşitli çıkarlar
doğrultusunda devam ediyor. Burada aslolan Türkiye’nin yanına seçeceği ülkelerdir.
Bu ülkeler bize sosyal ve kültürel olarak yakın olan Post-Sovyet Ülkeleridir. Yani Kafkasya dahil
olmak üzere birçok müslüman ülkeyide kapsayan bu coğrafyayla tabiri caizse gözümüz kapalı
ortaklık yapmalıyız. Komşularımız ile iyi anlaşmak Peygamber’imiz tarafından bizlere
emrediliyor ve her Cuma Hutbesi’nde tekrar tekrar söyleniyor. Dinimiz bile komşuya bu
kadar önem verirken bizlerde komşularımıza önem vermeliyiz. Bu düsturda ilerlemek hem
biz hemde komşularımız için hayırlı olacaktır İnşallah.
*Yazıda saydığım ülkelere Ermenistan dahil değildir.